Bir ay kadar önce alıp dolaba attığım Ricotta bozuldu endişesiyle döndüm tatilden. Haftalar önce net’te gördüğüm “Baked Ricotta” tarifini denemek için hala fırsatım var mı acaba diye korkuyordum. Neyse ki varmış. İçindeki koruyucu maddeler mi yoksa pastörüze olması, yoksa iyice kuru olması mı artık bilmiyorum, ama sonuç olarak taptaze duruyordu buzdolabında. Şimdi diyeceksiniz ki, “O kadar para veriverdiysen, olacağı budur. Evde yapıve’ Ricotta’nı”. (malum Ege tatili dönüşü, şive biraz kayıve’di idare ediverin gare) Canım, biliyorum, ama deniyorum.
Şimdi, pek çok tarifte, ricotta veya mascarpone geçiyor. Bunlar var evet, ama dünyanın parası. Biz de onun yerine farklı peynirleri kullanmaya çalışıyoruz. Mascarpone yerine Labne, ricotta yerine Lor peyniri gibi. Ama ne derece “yerine” geçiyor denemeden görülmez. Onun için gerçek bir ricotta aldım, denedim, evet, lor peyniri. Tuzsuz, kuru, ve ekşimeyen 🙂 cinsinden. Yani bundan sonra her zaman yaptığım lor peynirini kullanabilirim. Onun tarifini de yakında ekleyeceğim. SÖZ!
Yapılışı son derece basit; (bıktınız bunu duymaktan di mi 🙂 Ama cidden basit)
- 250 gr ricotta veya lor peyniri
- 3 yemek kaşığı bal
- 1 yumurta
- 1 paket vanilya
- 1 limonun kabuğu
- 2 yemek kaşığı un
Hepsini güzelce karıştırıyoruz. Sonra güzelce yağlanmış minik fırın kaplarına koyuyoruz. Bu miktarlarla, toplam 4 adet minik kase çıkıyor. İsterseniz büyük bir kaba da yapılabilir. Ancak sıcak servis yapacaksanız, o durumda, nispeten yumuşak olduğunu ve servis yaptığınızda tabakta yayılacağını unutmayın.
Sonra doğru fırına 180 derecede pişiyorlar. Hafif kabarıyor, hafif çatlıyor, güzel bir turuncu oluyor. Pişme süresine dikkat 15-20 dakikadan sonra gözünüz üzerinde olsun. Fazla kızartayım derken, kuru bir kek ile kalmayın!
Ricotta’ya ben en çok ekşi lezzetleri yakıştırıyorum. Yapılışında da ekşi kullanıldığı için belki, vişne, limon yakışıyor bence. Çikolata sosu kesinlikle yakıştıramadım.
Vişne demişken, bu sene vişne tezgahlara bir uğradı, gitti. Yakalayamadım bile. Dolayısıyla mecburen donmuş vişne kullanıyorum.
Hiç eritmeden, tencereye alıp, üzerine 2 çorbakaşığı tozşeker, ve 2 tatlı kaşığı nişasta ile pişirdim. Vişneler eriyince şekerini serptim, sonra da nişastasını. Normalde, nişastayı önce suda eritip öyle koymak lazım. Ama benim “maceracı” anıma denk geldi, serpiverdim üzerine. İyice karıştırdım, topaklanmadan güzel bir kıvam verdi.
Sonrası mı 🙂 Buyurunuz..
İster fırından çıktığı gibi, sıcak sıcak. Ki biz öyle yedik ilk akşam. Üzerinde vişne sosu ile dumanı tüterek, pek lezizdi.
Veya, ertesi gün, soğuduğu zaman. Cheesecake kıvamında, biraz daha dokulu ama enfes hafif bir pasta.