Eski, son derece klasik, basit ve leziz bir tart. Nedense, hep elmalısı yapılır (ki ben de ilk seferinde elmalı denedim) ama armut ve hatta ayva ile de deneyeceğim. Denenmeli. Bir alt-üst keki gibi, ama tart. Gerçekten, ama gerçekten çok basit. Tek zorluğu hem ocak üstünde hem fırında kullanılabilecek bir metal kap.
Bundan hatırlayamayacağım kadar uzun bir zaman önce deneyip aşık olmuştum. İlla yapmalıyım diye niyetlendim, sonra uygun kap bulamamaktan dolayı hep erteledim. Zaman zaman deneme arzusu depreşse de, evdeki kalıplara yenisini eklememek adına (ne yalan ama, durup durup silikon kalıp alan kim acaba?) erteledim. Sonunda, Göbeklitepe için Urfa’ya gittiğimizde karşıma bakırcılar, ve kalın dipli bakır sahanlar çıkınca, renklerine de vurulup aldım. Ha, bu dediğimin üzerinden de aylar geçti o başka. Yani uzun lafın kısası, hep aklımda olan, ama bir türlü “kısmet” olmayan bir tatlı, sonunda yapıldı efendim!
Son derece basit dedim ya, acil tarafından tarife geçiyorum:
Malzemeler;
- 5-6 adet Golden elma (sert ve hafif ekşi oldukları için)
- 4-5 kare milföy tabakası
- 60gr tereyağ
- 200 gr tozşeker
- azıcık tarçın
- Yanına dondurma
En önemlisi de, kalın tabanlı hem ateşe oturacak, hem fırına girecek bir tepsi. 😀
Önce tepsimizin altını iyice yağlıyoruz. Kalan yağı kenara alıyoruz. Tepsinin üzerine tozşekeri serpiştirip ocağa alıyoruz. Şeker eriyip karamelize olurken, elmaları dörde bölerek, çekirdeklerini ve kabuklarını temizliyoruz.
Şeker iyice karamelize olunca, elmaları sırtları tencereye göbekleri havaya bakacak şekilde sıkı sıkı diziyoruz. Hatta arada kalan boşluklara da yeni dilimler sıkıştırıyoruz. Hep aynı şekilde: Göbekler havaya, sırtları tepsiye. Bütün tepsi dolunca, üzerine bir kapak kapatıp en fazla 5 dakika kadar elmaların şöylece bir terlemesini bekliyoruz. Daha fazla pişirmeyin ki, püre gibi olmasın, ezilmesin. Sonra altını kapatıp kenara alıyoruz. Üzerine tarçın serpiyoruz.
Bu noktada, işlemi yarım bırakabilirsiniz. Yani, akşama kadar, ertesi güne kadar, tepsiyi buzdolabına kaldırabilirsiniz. Hiç sıkıntı yok.
Zamanı geldiğinde, Ilık veya oda sıcaklığında servis yapılacak ya, ona göre ayarladığınızda, milföy karelerini eritin. Hepsini üst üste yerleştirin. Sonra da unladığınız bir tezgah veya ekmek tahtasında merdane ile açın. Hamuru tepsi boyutunda açtığınız zaman, dikkatlice elmaların üzerine yerleştirin. Fazlalıkları kesin. Hamur, elmaların üzerini yorgan gibi örtmeli. Hatta kenarlarını sıkı sıkı içine doğru bastırın. Pişerken buharının çıkması için çatalla biraz delin.
180 derece ısınmış fırına tepsiyi koyun. Aynı anda birden çok tepsi koymuyorsanız, fanı çalıştırmanıza gerek yok. Hamuru yerleştirdikten sonra da 1-2 saat buzdolabında saklayabilirsiniz. Daha uzun saklarsanız, hamur kuruyacağı için sıkıntı çıkabilir.
15-20 dakikada, hamur kızarınca fırından çıkarın. Tepsinin içinde serinlemesi için bekleyin. Bu aşamada, karamel hala çok sıcak olacağı için sulu sulu gelebilir. Korkmayın, soğuyunca katılaşacak.
Serinleyen tartımızı başka bir tabağa ters yüz ederek alıyoruz. Yanında dondurma veya ekşi krema, veya çırpılmış krema ile servis yapıyoruz.
İşin güzeli ne biliyor musunuz? Kalan bir iki dilim olursa eğer, (?) buzdolabına girince daha da lezzetli oluyor. A evet, hamuru biraz yumuşuyor ama ne gam. Elmalar hem buz gibi, hem de karamelli.. Ben gidip şu kalan son dilimi de yiyim.. 😀
Afiyet şeker olsun!