Çocukluğumdan beri, ki bu 20 yıl önce demek 😛 evde ne zaman “ciddi” misafir olsa veya özel bir gece olsa, annem mutlaka tarama yapar. Yılbaşı sofrası, bayram sofrası, rus salatasız ve taramasız olmaz. Ailecek en sevdiğimiz mezedir. Bu yüzden de, gittiğim pek çok balık lokantasında yerim, hatta Yunan adalarına gittiğim zaman da mutlaka denemiştim. Bu sayede, iyisi, kötüsü, damak çatlatanı, yere çalanı, her türlüsünü denedim. Bu bayramda öğrenme sırası buna geldi. Annemle mutfağa girdik, yaptık.
Öncelikle, balık yumurtası bulmayı becermek lazım. Ben çocukken, Nişantaşı’ndaki bütün şarküterilerde satılırdı. Hoş bir kırmızı, kocaman kaseler içinde satılır, gram gram alınırdı. Sonraları gittikçe meraklısı azaldı, evde yapmak yerine tüpten sıkmak kolaylaştı, sonunda da evde yapılabileceğini bile hatırlamaz olduk. Ben balık yumurtası avına Karaköy’den başladım. Karaköy’deki koca Namlı’da balık yumurtası olarak sadece kabuklu sert olanından vardı. Bunu sorduğum zaman da, adres olarak Eminönü’nü gösterdiler. Zaman yok, alamadan kös kös döndüm. Ertesi gün, önce Şütte Garage Gourmet denendi. “Sipariş verirseniz getiririz” duyuldu. 100gr için uğraştırmaya değmez, Levent Işıklar’da bulundu. Orada da bulunamasaydı, Beyoğlu Balık Pazarı’na uzanacaktım, en son Eminönü’ndeki balıkçılara kadar gidecektim. Serde inat var.
Annemin elindeki tarif 100gr üzerine, Işıklar’daki paketler 200gr hazır. 200 gr. alındı. 😀
Çok uzatmayayım, tarife geçeyim. Öncelikle özür dileyerek başlıyorum: Tarifi 2 defa yaptım, (200 gr aldım ya 😉 ) ama ikisinde de, kullandığım yağ miktarı farklı oldu. Dolayısıyla, dikkatle okumanızı ve önsezilerinize güvenmenizi rica ediyorum.
- 100 gr balık yumurtası
- 300 gr veya daha az zeytinyağı
- 2 dilim ekmek
- 1 limonun suyu
Ekmek dilimlerinin kabuğunu çıkarıp sütte ıslatıyoruz.
Balık yumurtasının zarını çıkarıyoruz. Benim aldığımda zar o kadar içine gömülmüştü ki, bütün malzemeyi parmaklarımızla mıncıklamak zorunda kaldık. Biraz sevimsiz bir iş ama değer. Parçalanmış ve bütün zarı temizlenmiş balık yumurtalarını havanda bir güzel 
dövüyoruz. Bu zor bir iş, çünki daha ilk darbeyi aldığı anda, balık yumurtası beton gibi havana yapışıyor ve her vuruş bir öncekinden daha zor oluyor.
Balık yumurtaları iyice vıcıklaşınca, hepsini güzelce sıkılmış ekmek içleriyle beraber çırpma kabına alıyoruz.
Ölçtüğümüz zeytinyağı ve limon suyunu elimizin altına alıp, mikseri çalıştırıyoruz.
Eğer mikseriniz bağımsız bir şekilde çalışabiliyorsa, mükemmel. Yoksa 3. bir ele ihtiyaç olacaktır. Mikserinize veya kaba hakimseniz, sorun yok tabii… Nedeni azzz sonra.
İ
lk başlarda, koyu renkli olan tarama, iri parçalar halinde oluyor. Çırpmaya hiç ara vermeden, incecik ip gibi akıtarak veya kaşıkla azar azar yedirerek, zeytinyağını ekliyoruz.
Mikseri hep aynı yönde çevirmeli, veya el standında bırakmalısınız. Eğer bir sağa bir sola doğru çevirirseniz kesilme riski çok yüksek. Mikseri de hiç kapatmamamız lazım. Neden 3. ele ihtiyacımız var anlaşıldı mı? 😀
Zeytinyağını ekledikçe, iri parçalar birleşmeye başlayacak, renk açılacak, limon suyunu da azar azar ekledikçe sulanacak. Taramanın son kıvamını limon suyu miktarı belirliyor. Çok eklerseniz ekşi olmasının yanında daha sulu veya cıvık bir formunuz olacaktır. O yüzden çok dikkatli ve azar azar eklemek gerekiyor.
Yaklaşık 250ml zeytinyağı ekledğiniz zaman, kıvamı artık yakalamış olmanız gerekiyor. Renk iyice açılmış olacak. İşin komiği, benim bu defa aldığım balık yumurtası daha turuncu renklerde olduğu için bitmiş taramanın rengi de ciddi açık oldu. Daha kırmızı balık yumurtası bulabilirseniz, daha güzel renkli bir tarama elde edebilirsiniz.
Tadına bakma zamanı geldi. 250ml bittiği zaman, azıcık tadına bakın, çok yağlı çok ekşi? Ona göre yağ ilave edip çevirmeye devam mı? Tamam mı ?
Son haline geldiği zaman, 100 gr’dan güzel bir kase dolusu tarama çıktı. Kendi hacminin yaklaşık 3 katına kadar çoğaldı.
Taramayı ben en çok incecik kızarmış ekmek üzerinde seviyorum. Ya da 😀 simit dilimcikleri üzerinde. Simit dilimi için bu tarifi deneyebilirsiniz. Buzdolabında saklanması gerektiğini söylemiş miydim? En fazla 2-3 gün içerisinde tüketilmeli. Bizde hiç o kadar uzun dayanmıyor tabii.