Mücver… ver… ver… ver… 36 adet, her biri 42 kalori

Image

Biz çocukken, o masum ve yediklerimizin çok daha doğal olduğu yıllarda, baharın geldiğini kabak yemeklerinin çoğalmasından anlardık. Zeytinyağlı kabak, kıymalı kabak kalye, tabii ki dolma, eh dolmanın yanına mutlaka mücver. Valide hanım, dolma yaptığı zaman, içini ziyan etmez, sadece bir kabak daha rendeleyerek mücver yapardı. Çocuk aklımla, dolmadansa, mücveri her zaman tercih ederdim. Yok, cümle yanlış oldu. Ben hala mücveri tercih ediyorum. 🙂

mucverSonraları aklımız erdiği zaman, anneme mücveri illa dolma olduğu zaman değil, her zaman yapması için bastırır olduk. O zamanlar kızartma zararlı diye bir çekincemiz de yoktu herhalde, annem sık sık yapardı. Daha sonra, kilo-kolestrol hayatımıza girince, tavsadı tabii. Taa ki, birisi mücveri kızartarak değil de, tepside fırında yapmayı akıl edene kadar. Ne demişler, en büyük icatlar, ihtiyaçtan kaynaklanır. Mücveri tepsiye döken teyze de, belli ki mücver hasretine dayanamamış.

Ben yıllar sonra, misafire nasıl yapmalı, servisi şık olsun diye kaşınırken, ihtiyaçtan yani, mücveri silikon muffin kalıplarında yapmaya başladım. Misss… Hem tek lokmalık, hem kalanı sulanmaz, hem şık, hem hafif. Eh daha ne olsun. Kilo problemini en kafaya taktığımız zaman, tart yerine çayda bile mücver yapar oldum. Hatta hızımı alamadım, patlıcanla bile yaptım. A tabii ona mücver denmez, o başka. Onun da tarifi işte burada.

Neyse biz dönelim, kabak mücver tarifimize. Eminim annenizin veya teyzenizin tarifi de vardır. Benimkinden çok da farklı olduğunu sanmam. 😉 Ama ben ölçtüm, biçtim. İp uçlarını toparladım. Fazladan bir tarif daha okumanın, biraz daha esinlenmenin bir sakıncası olmaz değil mi?

 

Devamı için tık / Press to read more