Peynirli lokmalar

Image

Geriye dönüp baktıkça, peynirciler birliğinin bana ödül vermesi gerektiğini görüyorum. Ne kadar çok peynirli tarifim var. Fırında patlıcan mı istersin, peynirli topçuk mu? Satala mı, börek mi? İşte yeni bir tane daha. Bunlar da peynirli lokum. 😀

peynirli lokumÇay saatiniz için dondurucudan fırına, fırından sofraya gelebilecek, enfes bir tuzlu daha. Pratik yanı, yaptığınız gün de pişirebilirsiniz, dondurup, misafiriniz geldiği zaman da pişirebilirsiniz.

Peynirli, frenk soğanlı puf puf lokumlar içki vea çay sofralarınızı lezzetlendirecekler.

Devamı için tık / Press to read more

Pabucaki…. Pabuç kadar patlıcan mı demek? (160 kalori)

Image

Öyle bir sebze ki, içinde nikotin olduğu için ve hata yararlı bir vitamin de olmadığı için bebeklere verilmez.

Öyle bir sebze ki, acısı çıksın diye tuzlanır.

Öyle bir sebze ki, reçelinden çorbasına, zeytinyağlısından kıymalısına, imamından hünkarına … Malumunuz, Türk mutfağında 50 çeşit patlıcan yemeği bilmezseniz, evde kaldınız demektir. Eh yaratıcılıkta sınır yok. Evir, çevir, dene pişir işte patlıcan.

Bu da öyle bir yaratıcılık sonucu mu bilemiyorum. Ama annemin sık yapmadığı, ama annemden öğrendiğim bir lezzet. Karşınızda pabucaki.

IMG_3438

 

 

Devamı için tık / Press to read more

Bruscetta, ya da domatesli kanepeler

Image

Bruscetta sevmeyen yoktur değil mi? Domates, sarmısak, fesleğen bunlar bir araya geldiğinde hayır diyebilecek kimse tanımıyorum. Biraz oynadım, evrdim, çevirdim, ekledim, çıkar(ma)dım. İşte benim sunumum.

Bruscetta, keçi peyniri, domates, fesleğen

Bruscetta, keçi peyniri, domates, fesleğen

 

Bruscetta, sonuçta, kızarmış ekmekle yapılan bir kanepe. Yemesi biraz dağınık, öyle fransız kanepeleri gibi derli toplu, milimetrik planlanmış değil. Daha basit, daha rahat, daha samimi. Yani benim için en azından bruscetta demek, arkadaş demek, kalabalık demek, samimi demek, kasmadan demek, lezzet demek.

Bu bruscetta’larda da benzeri oldu. Domatesi istediğiniz kadar minik kesin, üzerindeki malzemeyi istediğiniz kadar derli toplu yerleştirin, yerken dökülmezse olmamış demektir.

 

 

Devamı için tık / Press to read more

Küp küp peynirler, çok üşümüşler, sarınmışlar…

Image

Misafir gelecek! İçki yanına birşeyler lazım. Çabuk hazırlanacak, çok da pahallı değil. Peynir tabağını dolduracak kadar çok peynir yok. E o zaman eldeki “az” peyniri değerlendirmek lazım.

Buyurun başlayalım.

Salatalığa sarılmış peynirler. Mihaliç, tulum olabilir.

Salatalığa sarılmış peynirler. Mihaliç, tulum olabilir.

Sert, tuzlu peynir ile muhteşem oluyor. Artık rakılık beyaz peynir ile mi yaparsınız (Doğruluk bu konuda başarılı), yoksa Mihaliç Tulum ile mi (Altınkılıç favorim), tuzu azaltılmış bir hellim mi, taze kaşar veya kaşkaval mı, ya da ithal bir sert peynir (Gouda?) orası size kalmış. Neden hepsi beraber olmasın?

Peynirlerimizi küp küp kesiyoruz. Lokmalık olacak, hepsi sarılacak, o yüzden boyları önemli bir konu. 1-1,5 cm lik küpler olur. Daha küçüğü eziyetli, daha büyüğü yerken ve sararken konforsuz.

Salatalıklarımızı seçerken, uzun, düzgün olanlardan seçmek daha doğru oluyor. Salatalık yerine kabak ile de denedim, o da başarılı oluyor. Bunları güzelce yıkayıp, kabak soyacağı ile SOYMADAN incecik dilimliyoruz. Çok çekirdekli kısımlarını kullanmamak lazım.

Sonrası kolay. Resim zaten kendini gösteriyor. Üzerini doğranmış dereotuna bulayabilirsiniz, veya peyniri öncesinde kırmızı toz bibere bulayabilirsiniz. Size kalmış.

Hazırladıktan sonra, buzdolabında saklayabilirsiniz, salatalıkların kurumaması için, streç film ile kaplamakta yarar var tabii. Misafir için çok güzel bir sunumu var.

Afiyet olsun!

 

Salatalığa sarılmış peynirler. Mihaliç, tulum olabilir.

 

Peynirli kabuklar mis gibi kızarmışlar

Image

 

fırında makarna

Bu fırında makarnayı italyanca bir dergide görmüştüm. Milano’da kaldığımız bir otelin lobisinde karıştırıyordum dergiyi. Fotoyu görünce fırlayıp resepsiyonda fotokopisini çektirmiştim. Evde hala artık iyice silikleşen fotokopi duruyor. Tarifi sonunda tercüme ettirmedim, ama olsa olsa’larla öyle bir yemek çıktı ki ortaya, paylaşmamak olmazdı.

İtalyanca bilmem, tarifteki malzemeleri İstanbul’da bulup bulamayacağım belli değil, (o zamanlar ithal makarnalar bile yoktu gerisini siz düşünün) ama serde maceracılık var ya, elbet bir gün denerim, olmadı eldeki malzeme ile yaparım demiştim.

Zaten ilk denemeyi de bildiğimiz yüksük makarna ile yapmıştım. Sonuç çok başarılı değildi, malum bizim klasik makarnalar daha inceydi, istediğim kadar dolduramamıştım, yer yer çatlamıştı. Ama artık sevgili ülkemde her türlü ithal mazleme var, her tarifi denemek mümkün. Bu gözle bakınca, globalleşmeyi seviyorum, o kadar da kötü gelmiyor.

Neyse biz işimize dönelim…

???????????????????????????????

Devamı için tık / Press to read more

Tencere böreği, veya “Yalancı Sufle” 498 kalori / 6 porsiyon

Image

Annem bu “böreği” yaptığı zaman, (70’lerde) alüminyum tencere içinde, fırında yapardı. Sonra sofrada tencereye yapışan kısımları kazımak, en çıtır dibini yemek için yarışırdık. Tabii, annecim de alüminyum tencereyi temizlemekle boğuşurdu. Sonra zaman geçti, mutfağımıza pyrexler girdi, sunuşu değişti, adı değişti ama tadı değişmedi.

IMG_0227Benim bizzat yemeğe ilk davet ettiğim arkadaşlarıma ilk pişirdiğim yemek bu olmuştu. Daha üniversite öğrencisiyken yapmıştım. Acemilik işte, sofraya getirir getirmez kestiğim için tabaklarımızda sulu sulu yemek zorunda kalmıştık. Tadı nefisti, ama görüntüsü biraz dağınık olmuştu. Siz siz olun, sofraya getirdiğiniz zaman, övgüleri kabul ederken önce üzerine kocaman bir artı çizin. Bırakın bütün buharı uçup gitsin. Ancak ondan sonra tabaklara servis yapın.

Tabii, bu tarifi küçük kaplara yapıp, herkesin böreğini ayrı vermeyi de düşünebilirsiniz. O zaman 6 fırın kabına ihtiyacınız olacak demektir. Ya da bir tane 24cm’lik pyrex’e. Borcam da olur canım, bu ağız alışkanlığı.

Devamı için tık / Press to read more