Her evde bir anane kurabiyesi vardır değil mi? (Sahi anane mi anneanne mi yazayım karar veremedim. Doğrusu uzun olanı biliyorum, ama diğeri daha karakterine uymuyor mu? Çocuksu, naif 🙂 )
Anane kurabiyesi allengirli bir tarif değildir, sadedir, hadi en fazla üzerinde vişne bubuğu vardır. Malzemeleri evde mutlaka vardır. Çabucak yapılır, fırına gider, sonra da, soğuk ve karanlık kış ikindilerini şenlendirir.
Bu kurabiye bana çocukluğumu hatırlatır. Sıcak yaz günlerinde, deniz dönüşü, daha saçlar ıslakken, arkadan arkadan dalga sesini bastıran karga sesleri ve elbette incir ağacı kokusu. Benim tercihim vişne şerbeti eşliğinde, ama süt seven için buz gibi süte de eşlik edebilir, yok olmaz illa çay derseniz ona da uyar.
Bir ev düşünün, 3 katlı, kocaman, ferah odaları olan. Merdivenlerden çocuklar koşarak iniyor, çıkıyor, bahçedeki erik ağacını yağmalıyorlar zamanından önce. Evin beslemesi, aile büyükleri, hep bir arada. Sofra kalabalık, Birinin yediğini öbürü yemez, her mideye ayrı hitap edilir. Dolayısıyla, mutfak harıl harıl. İşte bu kurabiye de, üzerine vişne tanesi ile büyük oğlana, uzun uzun yapınca büyük kıza, top top yapıp üzeri çatlak çatlak olanlar da, küçük kıza gidiyor.
Tarif ananemden. 🙂 Ama eminim sizin de yediğiniz bir kurabiye çıkacak ortaya. Dolayısıyla, eski çok eski bir tarif. Suyun öteki yakasından gelirken mi getirmişler, yoksa zaten herkes benzer bir kurabiyeyi mi yaparmış, bilemiyorum. Ama yumuşak, kocaman, dışı kıtır, içi daha dişlenebilir bir kıvam.
Başlayalım mı?