Zeytinyağlı yaprak sarması değil… Sadece zeytinyağlı asma yaprağı 😀 İster salamura yaprakla, ister tazecik yeşil yeşil yaprakla yapabileceğiniz, dört mevsimlik bir meze. Mayhoş, yoğurtlu, isterseniz sarımsaklı. Nefis bir yemek.
Arkadaşlarımla, uzun zamandır her yazı Adrasan’da kapatıyoruz. Hep beraber güzel, güzel ne kelime harika 3 4 gün geçirip, dönüşte Antalya 7 Mehmet’teki yemekle taçlandırıyoruz bu ritüelimizi. Antalyalı arkadaşlarımız sağolsun, bizi öyle güzel ağırlıyorlar ki her sene, bu yaz sonu etkinliğimiz hepimiz için iple çekilir, merakla beklenir oluyor. Biz de her sene, bu ritüel tatilini yeni adımlar ekleyerek biraz daha zenginleştiriyoruz tabii. 😀
Antalya’yı sadece tatil köyleri ve harika denizi ile tanıyanlar için bilgi: Gizli lezzet keşifleri olan yanını atlamayın. 7 Mehmet, en ünlüsü zaten. Bilmeyen yok. Manzarası ve servisiyle son derece şık ve kaliteli. Antalya mutfağı diyorlar, iyiki de öyle diyorlar… İlk gittiğimde benim için büyük bir sürpriz ve mutluluk olmuştu. Bahçesi, servisin kalitesi, yediğimiz her şeyin yaratıcı ve leziz oluşu… Ne desem bilemedim.
İlk gittiğimizde, sanırım 3 4 sene oldu, mezelerden özellikle bu zeytinyağlı asma yaprağını denememizi istemişti Antalyalı arkadaşım. İlk çatalda vuruldum. Ertesi sene ilk siparişim bu oldu. Beni tanıyan bilir, “Ben bunu yaparım da nasıl yaparım” diye kalkışırım. Serde düşman başına bir maceracılık ve sabırsızlık da olunca, ilk denemelerimi çöpe dökme, malzeme ziyanı sınıfında oluyor ister istemez. Hayatım boyunca, yaprak sarmamış, (ne etli, ne zeytinyağlı) ben, yaprak nasıl pişirilir de sarılır, çiğ yaprak nasıl hazırlanır bilmeden işe kalkışınca, böyle oldu tabii. Kitabı ilk yazarken, eğribozu denemiştim tabii, valide sultanın yardımıyla yapınca, olmuştu. Kendi başıma kalkışmadım hiç. Cahil cesareti derler ya, tam da öyle.
Uzun lafın kısası, bu sene becerdim. A evet, bu seneki ilk denemem de çorba kıvamında oldu, üzerine sarımsaklı yoğurtla afiyetle yendi. İkincisi ise tam 7 Mehmet’teki gibi oldu. Yani haddimi aşmak da istemiyorum ama, masada övgüler aldı, o da bana yeter. 🙂
İlk sene Silivrideki asmanın en genç yapraklarını teflon tavada kavurduğumu söylesem size? İşte o kadar yabancıyım yaprak işine. 😀 O yapraklar yumuşamadı bir türlü, ne kokusu, ne kıvamı bir türlü olmadı, olamadı. Benim için ciddi bir hüsran, etraftakiler için ise iyi bir makara konusu oldu tabii.
İşin güzeli, ben bu yemeği taze yaprak ile ve kavrularak yapılıyor sanırken, normal bildiğimiz anam babam usulü zeytinyağlı ayşekadın gibi pişirilmesi. Hem de ister taze yaprakla, ister salamura yaprakla. Üzerine de mis gibi hafif sarımsaklı yoğurdu koyunca, ala bir rakı mezesi oluyor. Canım, tamam, illa rakı yanında yemeniz şart değil. Şöyle şenlikli bir davet sofrasına da yakışır bence. Ama şarapla denemeyin… Malum, yoğurt ve şarap ı-ııhh… Beraber olmuyor.
Tarife geçelim mi?
Zeytinyağlı Asma Yaprağı
Malzemeler
- 1 büyük Kuru soğan
- 1 büyük Domates Çanakkale veya yemeklik
- 300 gr Salamura yaprak Taze yaprak ile yaparsanız, pişme süresini uzatacağız, unutmayalım.
- 1 Çay bardağı Zeytinyağı
- 1 çay kaşığı Tuz
- 1 tutam Toz şeker
- 1 avuç İç kabak çekirdeği süslemek için
- 2 diş sarımsak
- yoğurt
- Kırmızı biber veya paprika renk versin diye
tarif-name
- Salamura yaprakları kaynar suya koyup fazla tuzundan kurtulalım.
- Tencereye zeytinyağı ve küp küp doğranmış soğanları koyun. Şeffaflaşana kadar pişirin.
- Bu arada domatesleri de küp küp doğrayın veya rendeleyin. Tamamen zevk meselesi.
- En son, suyunu iyice süzdüğünüz yaprakları uzun uzun 1 parmak kalınlığında doğrayın.
- Önce yapraklar, üzerine domates, Sonra tuzunu ve şekerini ilave edin. Bildiğiniz zeytinyağlı fasülye gibi 🙂 pişirin.
- Yaprakların pişmesi cinsine göre çok değişeceği için, gerekirse az az sıcak su ilave ederek kontrollü pişirin.
- İç kabak çekirdeklerini teflon tavada hafifçe kavurup canlandırın.
- Servis için yaprakları az suyu ile servis tabağına alın.
- Üzerine sarımsaklı yoğurdu, kabak çekirdeklerini serpin. Afiyet şeker olsun.