Bu ara grisiniye taktım. 2-3 tarif denedim, olmadı, sevemedim. Aradığımı bulamadım. Şöyle gerçekten kıtır kıtır, yumuşamayacak bir tarif istiyordum. Neyse onu aramaya devam ederken araya başka lezzetler girdi, unuttum. Derken valide sultanın yemek defterinde karşıma baton sale çıktı. Olur mu olur… Çocukluğumun pastane tuzlusu. Ne çok alırdık. Üzeri bol yumurta sarılı, bol çörekotlu. Bayılırdım. Kolları sıvadım daldım…
Denemişken tam olsun dedim, birazını sadece üzerine peynirli, birazını da acı pul biberli yaptım. Hani evde mavi haşhaş olsa birazına da ondan koyacaktım, ama bitmiş, tazesini de almamışım. Mecburen iki türlü yapabildim.
Yeterince fotoğraflayamadığım doğrudur. Tekrr yaptığım zaman (tabii ki yşne acı biberli) bol bol, poz poz foto çekeceğim.
Öncelikle uyarmam lazım, hamuru tutmak kolay olsa da, sonrasında batonları yapmak o kadar kolay değil. Biraz zor şekil alıyor. Ama sonuç övgü aldı… Demek ki tekrardan denenebilir. Arşive eklenebilir. Nostaljik, güzel bir tuzlu isteyenlere harika bir tarif olur…
Malzemeler
- 250 gr un
- 110 gr tereyağ
- 1 kahve fincanı (70ml) su
- 1 tatlı kaşığı tuz
- Üzerine 1 yumurta sarısı
İsteğe göre
- pul biber
- üzerine serpmek için çörek otu
- incecik rendelenmiş bol biberli trakya kaşarı
- Mavi haşhaş
Unu eleyip tuzu ekledikten sonra, yağ ile iyice yoğurdum. Bir yerden sonra suyu eklemek gerekti zaten. Yoksa hamur olmuyordu bir türlü. Bu haliyle bile oldukça sert bir hamur oldu. Tarifte, 1-2 saat dinlendirmek gerektiği yazıyordu. Ümitle, belki biraz daha kolay bir hamur olur diye, beklettim. Nafile..
Neyse sonrasında hamuru kabaca iki parçaya böldüm. Yarısına bol kırmızı pul biber koydum. Tekrar yoğurdum. Diğeri sade olarak kaldı. Ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp, EKMEK TAHTASI ÜZERİNDE, olabildiğince incecik sosisler yaptım. İşin zorluğu burada, sosisi yaparken yaparken kopuveriyor. Ekmek tahtası diye belirtmemin sebebi, unlanmamış, tam tersine hafif yağlanmış tahta olduğu için. Hamur zaten sert olduğu için ekstra un kullanmadım.
Hani seramik çamuru olsa, içinde hava kalıyor, ondan kırılıyor falan diyeceğim 🙂
Sonra batonları yağlı kağıt üzerine dizdim, fırını 175 derecede ısıttım. Üzerilerine bol yumurta sarısı sürdüm, sade olanlara bol tuzlu kaşar peyniri rendeledim. Doğru fırına.
Pişerken biraz daha da kabardılar, üstleri kızarana kadar pişirdim, ama çifte kavrulmuş olması için, fırında soğuttum. Yani fırını kapattım, ama kapağını açmadım. Sonrasında ağzı kapalı bir kutuda muhafaza ettim. 4. gününde hala kıtır kıtırdı.
Çay sofranıza yeni bir alternatif istiyorsanız, denemenizi şiddetle tavsiye ederim.