Top top pasta…. Choux pastry

Image

Çocukken, 1970’lerden bahsediyorum. Rumeli caddesi üzerindeki Rio diyorum, Saray pastanesi diyorum. Tabii ki Kapris ve Pelit diyorum. Daha Divan çok lüks iken, Valikonağı üzerinde Rainbow varken, Venüsün ilk zamanları, Markiz’in son anları iken, Deve tellal, pire berber iken, pastanelerden 3 hadi bilemediniz 4 çeşit pasta hatırlıyorum. Ekler, milföy, piramit dilimi ve tabii ki ballı top top pasta. Mahlep kokulu paskalya çörekleri, yağlı kağıt üzerinde satılan kedi dili, ahh bir de burnumun direğini sızlatan Saray pastanesinin kreması. O neydi ya rabbim?! Şimdi maalesef çiğ krema yasaklandı yasaklanalı, tatsız kremalara kaldık.

Bütün bu nostaljik tatlar arasında benim favorilerim milföy ve top top pasta taaa o zamanlardan beri. Alman pastasını pastadan saymıyoruz, o çörek sınıfında. Ama hepsinin ortak noktası o içindeki vanilyalı, bol yumurtalı, pastacı kreması için kanımı akıtabilirim. Bilen bilir, kova kova yiyebilirim.

Daha sonra yıllar geçtikçe, bambaşka pastalar hayatımıza girdi. Art Cafe’nin Pinolisi, Emel Başdoğan’ın pastaları, Ortaköy’deki Torte’nin limonlusu. Ama yok, şimdi pasta deyince o üzeri pırıl pırıl ve çıtır çıtır karamel kaplı “bubuklu”Ballı pasta ballı pastalar.. Onların yerini tutan yok.

Devamı için tık / Press to read more

Puf veya Choux veya profiterol hamuru

Image

Tatlı veya tuzlu kullanabileceğiniz minik topların basit tarifi. Okuyun, sakın gözünüz korkmasın. Göründüğü kadar zor olmayan, tam tersine basit bir hamur. Bir iki püf noktasına dikkat edin yeter.

  • 50 gr tereyağ
  • 3/4 cup un
  • 3/4 cup su
  • 3 yumurta, (hepsini bir kaseye kırın)

chou pastryÖnce fırını 210 dereceye ayarlayın. Isınması zaman alacağı için ilk işimiz bu olsun.

Derin bir tencereye tereyağı ve suyu koyun. Tereyağ eriyip su da kaynamaya başladığı zaman, unun hepsini birden ekleyin. Kaşık ile karıştırarak top haline gelene kadar karıştırın.

chou pastry

 

 

 

 

 

 

Hemen, çok çabuk toparlanacaktır. Ateşten alın. Mikserin çırpıcı uçları ile biraz karıştırın ılınsın. Sonra karıştırmaya devam ederken, yumurtaları teker teker ekleyin. Bu aşamada hamur sanki kesilmiş gibi pütür pütür olacak, merak etmeyin. Son yumurtayı da eklediğiniz ve iyice yedirdiğiniz zaman koyu yoğun ama parlak bir hamur olacak. Kenara alın.

chou pastryFırın tepsisine yağlanmış kağıdı serin. Sonra, istediğiniz topların büyüklüğüne göre;

  • Çay kaşığı (pek minik, tek lokmalık, pek kibar, ama sabır işi)
  • Tatlı kaşığı (standard profiterol boyu)
  • Çorba kaşığı (büyük, doyumluk, gösterişli, taç gibi halka gibi yapmak için ideal)

Tepsiye aralıklı olarak dizin. Pişerken kabaracaklarını unutmayın 🙂

Topların üzerine fırça ile biraz su sürün veya varsa sprey ile püskürtün. Sonra tepsiyi çok sıcak fırına koyun. 20 dakika bu şekilde pişecek. 20 dakikanın sonunda fırını 180 dereceye indirin, bir 40-45 dakika daha pişirin. Arada kontrol edin yanmasınlar, ama benim fırınımda 40 dakikada gayet güzel oldular. Anormal bir kızarma olmadı, yanmadı, kavrulmadı. Önce sıcak fırında pişince puf puf kabarıyorlar, daha sonra da bu kadar uzun pişmesi hamurun iyice kurumasını sağlıyor.

Şimdi orijinal tarifinize dönebilirsiniz. 😀

Chai Krema 4 porsiyon 226 kalori

Image

Chai kremaBu aralar, evde her sabah 5 yumurta sarısı birikiyor. Nasıl kullanmalı diye araştırıp duruyordum. Karşıma hep kiloya zararlı şeyler çıktı, mayonez, pastacı kreması, krema, vs vs. Eh bir de yaptıktan sonra yememek, yedirmek lazım. İşim çok zor, bildiğiniz gibi değil. Pastacı kreması en sevdiğim şeydir, yaptığım zaman yemeden duramam, dolapta beklerse dayanamam, bitene kadar kaşık kaşık yerim. Eh ilk gün yaptım, dondurdum, ikinci gün? ve sonrası? Derin dondurucunun kapasitesi belli sonuçta değil mi?

Bazı sitelerde, yumurta sarısını dondurabileceğimi de okudum. İki türlü tavsiye ediyordu; Her yumurta sarısına 1 tatlı kaşığı şeker koy, karıştır ve dondur. Ya da her sarıyı buz kalıbına koy ve öyle dondur. İlkinde, bütün sarıları birden eritmek gerekecek, ve mutlaka şekerli birşeyde kullanılması şart. Ancak erimesi daha kolay. Yine yumuşak hafif akışkan oluyor. Yavaşça eriyor. İkincisinde ise, tek tek yumurtaları alabiliyorsun, bu bakımdan pratik, ancak çok zor eriyor. Mikrodalgada az su içinde eritmeyi denedim, ama o zaman da çabuk pişti. Belki haşlayıp incecik rendelenebilir salataya. Ama o kadar.

Neyse bütün bunlarla günlerdir uğraşırken, aklıma daha önce yaptığım fırında pişen tatlı kremalar düştü. Çok yumurta sarısı, az porsiyonlu olduğu için denemek için yapayım dedim. Bendeki ilk tarif, vanilyalı ve creme brulee gibi olduğu halde, bu defa kış ya, içimiz üşüyor ya, daha baharatlı birşeyler yapmak istedim. Kalkıştım.

Devamı için tık / Press to read more

ŞİFA Çorbası

Image

IMG_1814Malum havalar soğuk, burnu akan, tıksıran çok. Herkeste bir domuz gribi korkusu. Grip kendisi yeterince korkutucu değilmiş gibi, herkes bir domuz giribine yapıştı kaldı. Bu durumda, en güzeli en lezzetlisi ŞİFA ÇORBASI.

Bol sebze, zencefil, tavuk suyu, azıcık da kırmızı mercimek. İşte bu kadar.

Devamı için tık / Press to read more

Bir Atina gezisi

Image

Gezmek güzeldir diye başladık, devam edelim madem.

Bu yılın ilk rotası, Atina oldu. Affedersiniz 🙂 genetik olarak bir zayıflığım var bu coğrafyaya karşı. Atina’ya daha önce iş için gidip sadece 2 gece kalıp dönmüştüm. Tadı damağımda kalmıştı. Tabii pek bir yer görememiştim, ama olsun, kokusu, genel hayat felsefesi vurdu beni. Rahat, kasmayan, çok rafine olmayan hem bizden hem değil.

IMG_1725Bu defa, pek acil oldu ayarlamamız. Yani niyet hep vardı da, hadi gidiyoruz diye kalkışmamız son haftada oldu. O derece ki çok yakınlarımın bile haberi olmadı bu geziden. Sosyal medyada beni havaalanında görünce şaşırdılar, öğrendiler.

Kaldığımız bölge, Aksaray değilse bile bizim Karaköy-Galata’ya yakın bir mekandı. Monastraki. Otel civarında outdoor giyim kuşamı, bağ-bahçe ekipmanları satan yerler çoktu. Bunun yanında, Mısır çarşısı benzeri baharatçılar, şekerciler, züccaciye doluydu. Yanımızdaki beyleri baymamak için çok dalmadım, ama aklım kalmadı değil. Ha, bizim buralarda olmayan ne vardı? Hiç birşey. 🙂 Ama insanın zaafiyeti varsa, nerede görese dadanıyor işte. 🙂

Yediğin içtiğin senin olsun, sen gördüklerini anlat diyecekseniz, biraz anlatayım, ama ben esas yemeklerdeyim.

Devamı için tık / Press to read more

Çikolatalı cheesecake 12 dilim, 446 kalori

Image

Çılgınca biliyorum 😀 Kalori bombası, şeker yüklemesi tamam tamam neler dediğinizi duyar gibiyim. Ancak davet sofrasında veya güzel bir çay sofrasında son vuruşu yapmak için ideal bir tatlı / pasta.

çikolatalı cheesecake

Ben bunu çok çocuklu bir yemek için yapmıştım. Çocukların da severek yiyeceği bir tatlı olsun diye yola çıkıp, çikolataya sadık kalıp, illa yeni bir şey olsun a takılıp, cheesecake ile sonlandı proje. Ancak, babası sayesinde pek seçici ve grume olan misafir “prens”, “Bu pasta ev yapımı herhalde, yoksa bu kadar hafif olmazdı. Ben de yiyemezdim” diyerek beğenisini sunana kadar içim pek de rahat değildi. Sonuçta çocukların çok da alışık olmadığı keksiz, kremasız  bir pasta. Ama o da onayladı ya, tamamdır, bu iş bitmiştir. 😀

Çikolatalı pastaları hele de üzerinde başka bir renk yoksa, fotoğraflamak ne kadar zormuş, ayrıca gördüm. Bütün renkler birbirine karışıyor. Koyu bitter çikolata, cheesecake üzerinde simsiyah duruyor. Ama lezzeti muhteşem olduğu için affınıza sığınarak paylaşıyorum.

Bu tarif benim klasik cheesecake tarifimden uyarlama. Biraz oradan biraz buradan derken, oranlarını kendim çıkardım. Bazen beyaz, klasik, bazen araya meyvalar atarak yapıyorum. Araya dediğim, peynir kısmına. Keserken çok hoş görünüyor.

Devamı için tık / Press to read more

Tatlı-Ekşili (Sweet and Sour) bişiyler

Image

tatlı ekşi somon“Bişiyler”, çünkü isterseniz kuşbaşı somonla, isterseniz kuşbaşı tavukla yapabilirsiniz. İkisinden de çok benzer sonuçlar alacaksınız. Ben her ikisini de yapıyorum. Evde ne olduğuna veya ortama göre. Somon bazen birilerine ağır geliyor, tavuk el altında oluyor veya tam tersi, bazı misafirlerin tavuğa “gıcığı” oluyor, somonla yapılıyor vs.

Yemeği “uydurmam” çok kolay oldu. Önce sosu keşfettim, hatta aşık oldum. Sonrasında da mutfak macerası şeklinde yaptım. Bir yaptığım bir yaptığımı tutmuyor, miktara göre, o andaki sebzelere göre çok değişiyor. Bu da size esneme payı, yeni yaratıcılıklar olarak daha da fazla olanak veriyor. O yüzden en sevdiğim “misafir” yemeklerinden biri.

 

Devamı için tık / Press to read more

Gingerbread dedikleri: Yılbaşı kurabiyesi, yumuşak, ama bol baharatlı!

Image

Yılbaşı, ya da noel, ya da christmas, ya da nurdoğan ne derseniz işte, aralık ayı geldiği zaman, daha bilimsel açıklaması ile en karanlık geceler biter, günler yeniden uzamaya başlarken, mutfaklardan  zencefil, tarçın, karanfil kokuları gelmeye başlar. Kışın en güzel kokularıdır gerçekten. Gingerbread tarifleri havada uçuşur, yılbaşı kurabiyesi yapma zamanıdır. 😀  İster sıcacık süte ekleyin, ister fırında pişen kurabiyenize, ister sıcak şarabınıza, o koku havaya yayılınca,  “tamam, yılbaşı geliyor, kırmızı, yeşil zamanı! Hediye avı zamanı” dersiniz.

gingerbread

Ben 5-6 sene önce bir ara bu kurabiye işine taktığım dönemde, çok araştırmıştım. Baharatlı sevdiğim için neredeyse keskin hatta bir keresinde oğluşun “Acı yahu bu?!” dedirtecek kadar baharatlı yaparım kurabiyeleri. Seneler geçti, artık kilo kontrolü zorlaştı, birkaç senedir yapmıyordum. Bu sene yine dellendim. Heyhat! Eski tarifimi kaybetmişim. Evde görseniz, her taraftan yemek kitabı, print edilmiş tarifler çıkıyor. Ama ne kadar aradıysam da, o ilk yaptığım tarifi bulamadım. İş başa düştü, oturdum, yeniden içeriğini hatırlayıp “tasarladım”.

Öncelikle belirtmem lazım. Bu tarif bir GINGERBREAD tarifi. Her ne kadar kurabiye ismiyle geçse de, “bread” işte. Daha yumuşak dokulu, öyle kıyır kıyır ve incecik kurabiyelerden değil yani. Böyle bilmiş bilmiş yazdığıma bakmayın. Benim de bunu idrak etmem zaman aldı. Neden yumuşak oldu, yeterince pişmedi mi diye kurabiyeleri kavurduğum bile oldu. Neyse sonunda “guru”lara danıştım, okudum araştırdım… Meğer zaten böyle olması lazımmış. Hatta birisi tersledi beni “Öyle kıyır kurabiye istiyorsan sugar cookie içine koy baharatlarını” dedi. Bana da “Hııııııı” demek düştü.

gingerbread Tarifin içinde hem tereyağ, hem de margarin var. Tereyağ kullanmanın sebebi malum. O mis gibi kokusu yeter. Bir de tabii margarin’e göre çok daha sağlıklı. Ancak bir dezavantajı, kurabiyenin şeklini koruması daha zor oluyor. Damla çikolatalı kurabiyede mesela, tereyağ ile yaparsanız yayılıyor, ama margarin ile yaparsanız koyduğunuz gibi pişiyor. Hadi o kurabiye zaten şekilsiz olmalı, sorun değil. Ama kalıplarla kestiğiniz kurabiyelerin yayılıp da şeklini kaybetmesini istemeyiz değil mi?

Şekilli kesilmiş kurabiyelerin kalıp gibi pişmeleri için bir diğer öneri de, hamuru hep soğuk tutmak, sıcak fırına koymak, ve hatta, şekilli kesilmiş ve yağlı kağıda alınmış tepsiyi, 10-15 dakika daha buzdolabında soğutup sıcacık fırına şoklama yapar gibi koymak. Biraz zaman alan, ama iyi sonuç veren bir yöntemdir. Tabii bir de fırından çıkardığınız kurabiyeleri tepsisi ile hiiiç rahatsız etmeden kendi kendilerine soğumalarını beklemek lazım. Soğudukça sertleşecekler. Ilıkken tepsiden almak biraz riskli. Kırılabilir, şekillerin uçları kıvrılabilir vs.

Tereyağ ve margarini çırpın. İçine şekeri ekleyin. Hepsi iyice köpürünce, pekmezi ve yumurtayı da ekleyin.

Derin bir kaba, unu ve bütün baharatları, karbonatı eleyin. Sonra spatula ile unlu karışımı tereyağlı karışıma ekleyin. Parça parça eklenecek. Son hali, hala yumuşak bir kurabiye hamuru oluyor. Ben bu hamuru 3 parçaya bölüp, disk gibi yapıp, ayrı poşetlerde buzdolabına kaldırıyorum. Hepsi bir tepsilik kurabiye çıkarıyor. Pişerken yayılmadıkları için büyük kolaylık.IMG_1322

Hamuru buzdolabında, 2 güne kadar bekletebilirsiniz. Hatta derin dondurucuda daha uzun zaman bile durur. Ama zaten yılbaşı zamanı yapılan özel bir kurabiye olduğu için çok da uzun durmasına gerek yok değil mi 🙂

Hamuru buzdolabından çıkarıp azıcık yumuşamasını bekliyorum. O arada fırın da 175 dereceye ısınıyor. Kalıplar hazırlanıyor, hepsi azıcık una bulanıyor. İki parça yağlıkağıt kesiliyor. Sonra mösyö merdane işbaşına!

Kurabiye hamurlarını iki kağıt arasında açmak bana hep daha kolay geliyor. Böylece gereksiz yere daha fazla un eklememiş oluyoruz. Hamur çok cıvık olursa, merdaneye yapışma durumları vs olursa, parmak uçlarınız ile azıcık un serpmenizde sakınca yok. Pişerken bu unlar kaybolup gidiyor, merak etmeyin. Tabii öylece boca etmeyin unu. Serpiştirin.. 😀

gingerbreadUna buladığınız kalıplarla, günün mana ve önemine uygun şekiller kesebilirsiniz. Ben kalpler, yıldızlar, melekler ve çam ağaçları yapıyorum. Kurabiye işinden vazgeçtikten sonra, bütün kalıplarımı eşe dosta dağıtmıştım. Kar taneleri, adamlar, lolipoplar…

Sıcak fırında, 14-15 dakika pişireceğiz. Göbekleri hala yumuşak olabilir, soğurken  sertleşecekler. Siz yine de fırını 10 dakika da kontrol edin. Her fırın kendi karakteri ile geliyor malum, kavrulmasınlar.
gingerbreadPiştikten sonra, üzerlerini istediğiniz gibi süsleyebilirsiniz. İster şeker hamuru ile, ister Dr. Oetker’in tüpteki glazürleri ile. Ya da yeterince şeker var derseniz, öylece bırakın. Güzel keyfiniz nasıl isterse. Zaten pişerken evi değil, apartmanı saracak kokusu ile tükenmesi an meselesi. Yanında ben chai latte (baharata baharatlı çay) ya da sütlü kahve seviyorum. Ama kibar kibar earl greye de eşlik edecektir.  😀

Afiyet şeker olsun!

Gingerbread

Sıcacık baharatlı, yılbaşı kurabiyesi
Hazırlama Süresi20 minutes
Pişirme Süresi20 minutes
Bekleme süresi30 minutes
Türü: Breakfast, Çaylık, Snack

Malzemeler

  • 4 cup un
  • 115 gr tereyağ oda sıcaklığında
  • 40 gr margarin oda sıcaklığında
  • 1 yumurta
  • 2/3 cup Pekmez dut veya keçi boynuzu tavsiye ederim.
  • 1/2 cup esmer şeker
  • 1 tatlı kaşığı karbonat
  • 1 tatlı kaşığı tarçın
  • 1 tatlı kaşığı zencefil
  • 1/2 tatlı kaşığı karanfil tozu
  • 1/2 tatlı kaşığı karabiber isterseniz azaltabilirsiniz 🙂
  • 1 tutam tuz

tarif-name

  • Tereyağ ve margarini iyice çirpın. İçine esmer şekeri ekleyin
  • İyice karıştığı zaman, pekmezi ve yumurtayı ekleyin.
  • Derin bir kaba un ve bütün kuru malzemeyi eleyerek karıştırın.
  • Homojen hale gelince, unu eklemeye başlayın.
  • Yumuşak bir kurabiye hamuru oluyor. Bunu 3 disk olarak ayırın, streç filme sarıp buzdolabında bekletin.
  • Hamuru 1/2cm kalınlığında açın, kalıplarla keserek yağlı kağıt serdiğiniz tepsiye alın.
  • Fırını 175 dereceye ısıtırken, tepsiyi buzdolabında bekletin.
  • Her tepsiyi 10-15 dakika pişirin, kenarları hafifçe renklenmeye başladığı zaman fırından alın.
  • Soğuyunca süsleyin.

Ispanak rulosu 137 kalori / 12 dilim

Image

ıspanak ruloYuvarlamaya devam 😀

Benim gibi yemeğe meraklı bir arkadaşım, bir yemek kitabı verdi. Tabii buna kitap demek ayıp. Kendisi bir tuğla, 3 fasikül Meydan Larousse’u yanyana getirin ah işte o kadar. Öyle ayakta karıştırmak falan hayal, unutun. Oturacaksın, kitabı da kucağına alacaksın ancak öyle 🙂 Bir yerden sonra zaten bacaklarda uyuşma başlayabilir.

Şaka bir yana bu deniz-derya kitabın içinde kayboldum. Bu kitabı başka bir arkadaşımın kafesine yeni tarifler bulmak için altüst ettiğimizde, bu tarifle karşılaştım. Hem cafe mutfağında hazırlanabilecek, hem de hafif ve lezzetli alternatifler arıyorduk. Kitapta, pek çok tarif var, hepsi resimli. Ancak kitap yabancı olunca, bazı malzemeleri bulmak zor oluyor. Bazı tarifler cafe mutfağına veya bizim ağız tadımıza uygun değil. Tarifleri de biraz bilenlere göre, pek detaya girmeden yazmışlar. Ama neyse ki, biraz hayal gücü, biraz tecrübe işi kotardım. Ah tabii, yüce google sayesinde başka sitelerden başka tarifler de karıştırdım. Sonuç ortaya çıktı.

Buyurunuz, ölçülüp biçilmiş, denenmiş tarife.

Devamı için tık / Press to read more

Hamsi ekmeği mi desem, hamsi mücveri mi? 284 kalori / 12 porsiyon

Image

Tam mevsiminde, tam zamanında gelen tariflrden biri olsun istedim. Haberlerde, her yerde, hamsi bolluğundan bahsediyorlar. Eh böyle kova kova, gümüş gümüş hamsiler varken, yeni bir yemek denemeden olmaz.

hamsili ekmekBu da kulaktan dolma tariflerden biri. Görmedim, yemedim, sadece dinledim ve yaptım. Öylesine, arkadaşlarla İTÜ’deki briç dersimizden yürüyerek dönerken dinledim. Eh yol üstünde de Beşiktaş balık pazarı varken, hemen deneyeyim dedim, daldık balık pazarına, aldık balıkları doğru eve.

1 kilo hamsi ile Ortaköy’e kadar ancak yürüdük. Pastırma yazı sayesinde ter içinde kaldık, Ortaköy’de sade kahvelerle nefeslendik. Akşam için plan yapıldı, valide sultan davet edildi, koşa koşa eve gelindi. Sonra kulakta kaldığı kadarı ile yapıldı.

Devamı için tık / Press to read more

Levrekli pilav

Image

levrekli pilavİtiraf etmem lazım: Yemeği yapalı 2-3 hafta oldu. Yapım aşamasını fotoğrafladım, tarifi full detay yazdım, lakin, servis aşamasında maksat muhabbet, aman sofra boş kalmasın derken, fotoğraflamayı unuttum. 🙁  Şu fotoğraf işinde zaten çok başarılı değilim. Bir de fotoğraf çekemeyince moralim iyice bozuldu. Artanlardan bir porsiyon daha çıkarıp fotoğraflamaya çalıştım, ancak o moral bozukluğu ile sonuç daha da kötü oldu.

Ama eskileri karıştırırken, güzel bir foto yakaladım. Sonuçta, tarif önemli. Görsel daha da önemli. Yemeği anlaşılır kılan da o.Bazı blog’ları takip ettiğim zaman, fotoğrafın tarifin önüne geçtiğini de çok görüyorum. Sunum şahane, foto muhteşem, ancak tarif ya eksik, ya sonuç o değil. Neyse, biz kendi işimize bakalım.  Şimdi bu yüzden lütfen bu “sunum” fotoğraflarını sadece genel fikir vermesi için kullanın, inceleyin. Eminim sizler çok daha şık sunumlar yakalayabilirsiniz.

Devamı için tık / Press to read more

Hindi Roulade veya kısaca hindi sarma

Image

Derin dondurucudan tavuk diye çıkardığım paket hindi çıkarsa, hem de üstüne üstlük, kemiği çıkarılmış, kocaman bir hindi butu çıkarsa ne yapılır ? Normal, akıllı uslu kadınlar, handiyi ya kuşbaşı yapıp pişir, ya da haşlayıp söğüş yapar salatanın üstüne. Ama bu delidolu kadın maceraya hazır ya, hemen bir yemek yaratır. Gelecek misafir yok, o kadar yemeği kim yiyecek demeyin, olsun, o da yaratılır. 🙂 Herşey niyetle.

hindi sarmaO mu olsa, bunu mu yapsam diye ciddi ciddi plan yaptım. Evdeki malzemeleri ortaya döktüm. Sonuç gayet başarılı oldu. Nasıl mı? Haydi başlayalım:

Devamı için tık / Press to read more

Antep hatırası. Nohut salatası

Image

Antep’ten döneli çok oldu. Üzerinden aylar geçti. Ancak denenecek yemeklerin hepsini deneyemedim hala. Sonbahar için saklamıştım bu tarifi. Nohutlu ya, sanki yaz için ağır olurmuş gibi geldi bana. Havaların azıcık soğumasıyla, hemen fırsat yaratıp denemeye aldım.

nohut salatasıAntep’te, sabah kahvaltısında sofradaydı. Ancak sabah kahvaltısı zaten brunch’a döndüğü için o saatte sofrada zaten bir ben eksiktim herhalde. Zaten Antep’li evsahibimiz bu salatanın rakı sofrasında çok güzel olduğunu söyleyince ben kafamda hemen bir rakı sofrasına ekledim. Beyaz peynir, acılı ezmenin yanına, kebaptan hemen önceye. 🙂

 

Devamı için tık / Press to read more

Tavuk’tan devam, Yılbaşı tavuğu

Image

erik soslu tavukBaşlamışken tavuktan devam edeyim dedim. Bu aralar markette satılan pek çok tavuğun sadece doymak için yenebildiğini, pek çoğunun hiç bir besin değeri olmadığı hepimizce malum. Zaten 10 dakikada pişen tavuk mu olur? Neydi o eskiden sabahtan akşama kaynayan tencereler. Sadece evi değil, mahalleyi bile kokusu sarardı. Ben de tam bu sebeple, tavuk işini sıkı tutuyorum. Sadece organik tavuk alıyorum. Ha ona ne kadar güvenebilirsin derseniz, artık günahı onların boynuna. Sahi geçenlerde tavukları sarıya boyayarak “organik makyajı yaptıklarını” okumadık mı? İşte tam da onun için, markalı ve organik tavuk alıyorum. Öyle “kasabınızın halis köy tavuğu”nu yemem. 😉 Kimse kusura bakmasın.

Devamı için tık / Press to read more

Tavuk paçası 558 kalori

Image

tavukpaçası

Yemek işlerine, tariflere ne kadar meraklı olduğumu bilen çok çok sevdiğim bir arkadaşım, kocaman bir kitap hediye etti. İki kocaman ciltten oluşan, rahmetli Tuğrul Şavkay”ın “Halk Mutfağımız” kitabı. İçindeki yemeklere bakınca, çoğu bildiğim, nostaljik, annemin ve ailenin diğer kadınlarının sık yaptığı neredeyse kaybolmuş lezzetlerdi. BA-YIL-DIM! Tiritten, paparaya, mafişten kalbura bastıya pek çok tarif var. Yok, yok, Julia Child usulü hepsini teker teker deneme gibi bir niyetim yok. Ama zaman zaman başvuracağım kesin.

IMG_0081Takip edebildiniz mi bilmiyorum, bu aralar Karatay diyetine sardım. Çok katı olduğu yerler var (akşam 20:00’den sonra yemek zinhar yasak. E peki arkadaşlarla yemeğe gidince ne yapılacak ?) , bir yaşam şekli olarak beni çok kısıtlar ve zorlar gibi geliyor.  Şimdilik uygulamaya çalışıyorum. Bünyeme de iyi geldiğini söyleyebilirim. Bir kere aç kalmıyorsun, gözün doyuyor. Yasakları öğrendikçe kendine yeni menüler, yeni yemekler yaratabiliyorsun. Genel kural olarak, bol protein, düşük glisemik indeks deyince zaten yuvarlanıp gidiyorsun.

Devamı için tık / Press to read more

Enginarlı dip

Image

IMG_9873

 

Hani çok özendiğiniz misafirleriniz olur. Mutlaka yeni, güzel birşeyler yapmak istersiniz. İşte öyle gecelerden biriydi. Alışverişe çıkacak zaman yoktu, ama evdeki malzemelerle içki sofrası hazırlamak lazımdı. Maceracı ruh da devreye girdi. E tabii bir de “Yaşasın internet”.

 

 

İki tek enginar dolapta pişmeyi bekliyordu. Ama klasik zeytinyağlı olacakken, içki yanına dip oldu 🙂

enginarlı dip Önce malzemeleri vereyim. Açıkçası, içindekileri azaltıp çoğaltarak kendi ağız tadınıza göre değiştirebilirsiniz. Kıvamı yakalamak adına peynir / enginar oranına sadık kalın yeter 😉

 

 

 

Devamı için tık / Press to read more

Chia’lı ve çikolatalı masum bardacık 8 bardacık / 69 kalori

Image

Chia’dan devam edelim mi?

Yararlarını okudukça sarıyorum. Bir de öyle deneyeyim, bir de bu varmış, gırla gidiyor. Mutfak maceraları sonsuz. Eğlenceye açık, yaratıcılığı gıdıklıyor. Tamam, “macera” olduğu için bazen istenmeyen (?) sonuçlar da çıkıyor tabii. Hani valide sultanın “hmmm enteresan olmuş” dediği cinsten. Bazen de ben çok beğensem de, oğluş “böğk” diyor bütün içtenliği ve samimiyeti ile. 😀 Ama taaa en başta, ilk gün söz verdiğim gibi, kendim beğenmezsem yazmıyorum. Orası kesin.

Şimdi, bendeniz hala chia’nın kıvam artırıcı özelliğine takılmış bir mutfak maceraperesti olarak, bir puding denemeliyim dedim. Şekersiz veya hadi minimum şeker ile ne yapabilirim diye araştırmalara başladım. Önce kakao ile olan tamamen çiğden yapılan (hiç bir evresinde ateş yüzü görmüyor) bir puding denedim. Tad konusunda fenaydı, mecburen bal ekledim. Çiğ kakao kokusu bana garip geldiği için es geçtim. Sonra, esas amacımızın şekersiz veya minimum şeker ile denemek olduğunu kendime hatırlattım. Tarif mutfakta oluştu. 😀

chialı puding

Öncelikle, chia – sıvı oranı olarak 350 ml sıvıya, 1/3 cup chia tohumu ekledim. (55 gr yani). Ama kıvam olarak sanki daha az bile koyulabilir gibi dedim, ve 1/4 cup (35 gr) chia ile kotardım işi. Ben biraz daha sıvı sevdim sanırım.

Devamı için tık / Press to read more

Şekersiz reçel denemeleri

Image

chialı reçel
Yaz meyvaları ile yulaflı kahvaltılarımı veya ypğurtlu ara öğünlerimi öyle çok seviyorum ki, kışın gelmesi kabusum oldu. Yumuşacık güneş tadında şeftaliler, kıpkırmızı mis kokulu çilekler, hele hele son aldığım yabanmersini. Her bir meyvayı neredeyse koklaya koklaya yiyorum. Kokularını içime çeke çeke, damağımda eze eze. Bu kokuları ve tatları kışa saklamanın tek yolu reçel yapmak mıdır? Neredeyse 1-e-1 şekere boğup pişirmek şart mıdır?

Hayır 😀

Şekerin ne kadar zararlı (hatta çağımızın yasal uyuşturucusu diyorum ben) olduğunu hepimiz biliyoruz. (Bakmayın böyle diyorum, ama ben de uzak duramıyorum 🙁 ) Hani 2-3 sene önceye kadar, fruktoz masumdu, artık doktorlar onu bile büyütrç altına aldı, aman dikkatli tüketin diyorlar. Karatay günde 1 porsiyonu geçmeyin derken, hani neredeyse sakın yemeyin diyecekler. Tamam, herşeyin çoğu zarar, hiç itirazım yok. Yulafı, yoğurdu lezzetlendirmek için daha sağlıklı birşey gelmiyor aklıma. Ya taze meyve, ya reçel. Birinden biri mutlaka olmalı.

Derken, reçel çok şekerli diyerek, alternatiflerine bakmaya başladım. Piyasadaki şekersiz reçelleri denedim, yerlisi yabancısı derken, en alası, St Dalfour öne çıktı. Hem kıvamı, hem kaybolmayan meyve tadı ve aroması gayet tatminkar. Şekerli tadını diğer yoğun meyvelerle sağladıklarını yazıyor arkasında. Dolayısıyla evet, beyaz şeker veya yapay şeker hiç yok, früktoz ise bolcana. Macera arıyorum ya, ben yapayım dedim.  Bundan sonrası, okuma, araştırma, öğrenme, deneme, eleme, yine deneme.

Sonunda chia ile yapılan tarifler daha “mantıklı” ve sağlıklı geldi. Pektin, jelatin, stevia, hepsi elendi. Chia’nın yararlarını okudukça daha çok içime sindi. Bir iki denemeyle lezzeti ve kıvamı yerinde bir reçele ulaştım.

chialı reçel

Devamı için tık / Press to read more

Fıstıkezmeli ve tabii ki çikolatalı kurabiye 27 adet 104 kalori

Image

Evdeki fıstıkezmeleri ne zamandır bana göz kırpıyordu. “Dene beni” “pişir beni” diye münasebetsiz çağrılarda bulundular. Tadına bakarsak, tahin yerine kullanabilirim dedim. Oturdum, baklava hamuruna sürüp, üzerine de bol şeker serpip pişirdim. Yok olmadı. Fazla mı sürmüşüm, tahinden daha mı yağlı, bilemedim, olmadı. Moralim bozuldu, küstüm. Fıstık ezmesine de küsülür mü demeyin, ben küserim. Dolabın derinlerinde unuttum.

kurabiyeNeyse, zamanı geldi herhalde, yine bir cesaret elimi attım. Bu defa kurabiye yapayım dedim. (Bir sonrakine cheesecake var ona göre) Kendi aklıma uydurmayayım da, önden çalışayım bakayım dedim. Tarifleri, siteleri karıştırdım. 1-e-1 şeker koyduklarını görünce gözlerim yerinden uğradı biraz. Sonra, yanlış oran kurduğumu görünce rahatladım. Oturdum, ilk tarifi denedim. Deneyenler “YI-KI-LI-YOOOORR!” dese de, yaparken o kadar yağlı geldi ki, (ve hatta yerken parmaklarım yağlanınca) yok dedim. Bu olmadı, yazmayacağım. Lezzeti yerinde olabilir, ama içime sinmedi bir kere. Geçiniz.

Sonra, “The-lezzet-profesörü” oğluş denedi. Efendim, önce fotoğraflarını görmüş, demiş ki, “annem yine yulaflı sağlıklı kurabiye yapmış böğk, kesinlikle yemem”. Neyse ısrarlarıma dayanamadı, anneciğine kıyamadı, bir tek ısırık aldı. “Hımmmmmm” ünlemiyle baktım ki, beğenmiş… 😀 “Tamam süper, olmuş valla” dedi. Eh o da onay verince, yağını azalttım, gramajlarını ölçtüm, biçtim, yeniden yaptım, fotoğrafladım. İşte huzurlarınızda. Çikolata parçalıi fıstıkezmeli yulaflı kurabiye.

Devamı için tık / Press to read more

Tri-leçe Kesinlikle bir yaz tatlısı… 24 porsiyon 150 kalori

Image

trileceTrileçeyi artık bilmeyen yok. Bulut gibi bir pandispanyaya, buz gibi süt emdirip, üzerine de biraz daha tatlı bir sos döktüğümüz tatlı canım 🙂 Hani Boşnak köftecilerden yayılıp, pastanelere dağılan, oradan gazetelere düşen son moda tatlı. Söylentiye göre Arnavutlar Güney Amerika dizilerini seyrede seyrede bu tatlıyı almışlar, boynuz kulağı geçer misali daha da iyileştirip dünya mutfağına sunmuşlar. Arnavutlar dedim ama, Boşnaklar da olabilir, Makedonlar da. Kısacası Balkan’lar diyelim, kimseyi üzmeyelim. 🙂

Güney Amerikan tatlısı olduğu bilinen bir gerçek. Yüce bilgi hazinesi eskilerin Meydan Larousse’u Wikipedia öyle buyuruyor. Zaten kelime anlamı ile de 3 süt demek, ve nihayet Refika’nın çok da güzel anlattığı gibi, üç hayvanın sütü (koyun, keçi, inek) değil, sütün üç halinden (süt, krema, süt reçeli)  yapılıyor. Ah bu tatlının orijinalini yiyenler gelip bir de bizdeki hallerini görseler ne derler acaba? Süt reçeli yerine frambuaz soslar gelmiş, kekinin çikolatalıları yapılmış. Trileçe Türkiye’m sınırlarından içeri girdikten sonra resmen evrim geçirdi.

Devamı için tık / Press to read more