Pabucaki…. Pabuç kadar patlıcan mı demek? (160 kalori)

Image

Öyle bir sebze ki, içinde nikotin olduğu için ve hata yararlı bir vitamin de olmadığı için bebeklere verilmez.

Öyle bir sebze ki, acısı çıksın diye tuzlanır.

Öyle bir sebze ki, reçelinden çorbasına, zeytinyağlısından kıymalısına, imamından hünkarına … Malumunuz, Türk mutfağında 50 çeşit patlıcan yemeği bilmezseniz, evde kaldınız demektir. Eh yaratıcılıkta sınır yok. Evir, çevir, dene pişir işte patlıcan.

Bu da öyle bir yaratıcılık sonucu mu bilemiyorum. Ama annemin sık yapmadığı, ama annemden öğrendiğim bir lezzet. Karşınızda pabucaki.

IMG_3438

 

 

Devamı için tık / Press to read more

Zayıf kurabiye

Image

kalorisiz kurabiyeBu şekerlerin tarifini internette buldum. Çok ilginç geldi, evden çıkmama 1 saat kalmasına ve daha giyinip hazırlanmamama rağmen fırladım yaptım. O derece yani. Eh beni artık yavaş yavaş tanıyorsunuz, üşenmeyen, denemekten korkmayan sıfatlarını hak ettim sanırım.

Tariften 16 kurabiye çıkarabildim. İçindeki çikolata parçalarıyla beraber, 36kalori bir tanesi. Zaten 3 tane yediğiniz zaman doyuyorsunuz. Atıştırma ihtiyacınız köreliyor.

Devamı için tık / Press to read more

Ekşili köfte değil, sulu köfte

Image

Ekşili köfte

Çocukken, kışın bizim evde çok sık pişen bir yemekti. Annem domatessiz ama terbiyeli yapmayı sever, yengem ise bol domatesli ve terbiye kullanmadan yapardı. Ben yemeklerde hele sıcak yemeklerde limon terbiyesini hiç sevmediğim için annemin de terbiye yapmayacağını umarak otururdum sofraya.

Şimdi zaman geçti, ben evde yapıyorum. Annem kadar sık olmasa da, kışın özellikle kışın soğuk günlerinde çorbamsı yemekimsi birşey istediği zaman güzel oluyor.

Hava soğuyunca aklıma geldi, yaptık. Buyurun tarifine.

 

Devamı için tık / Press to read more

Lor peyniri yaptıııım..

Image

Tarifini yıllar önce bulmuş, denemiş, yapmıştım. Sonuç da başarılı olunca, tarif kutusunda yerini almıştı. Şimdi zaman zaman tekrar yapıyorum. Tabii UHT olmayan, pastörüze olmayan gerçek günlük ÇİĞ süt bulabildiğimde lezzeti en güzel oluyor. UHT veya pastörize sütlerle de oluyor, ama o güzel tadı alamıyorum.

Derken, bizim sokakta SÜTÇÜ açıldı. Ciddi ciddi sütçü. Hem süt, hem de kendi yapımları peynirleri satıyorlar. Gayet başarılı olduklarını söylemem lazım. Yoğurdu, gerçek yoğurt, hani sulanan, ekşiyen yoğurt. Öyle jöle gibi, keserek yenenlerden değil. Tabii hayatında maalesef gerçek yoğurt yemeyenlere ekşi geldi, beğenmedi, ama olsun.

Neyse işte. Sütçü’den günlük süt alıp yapacağım artık.

Derken, ilk denememi geçen gün yaptım. Sizler için de fotoğrafladım. Demiştim ya, bütün maceraları iyisiyle kötüsüyle yazacağım diye, işte buyurun. LOR MACERASINA…

Devamı için tık / Press to read more

Fırında patlıcan, hem de keçili

Image

Keçi peynirini pek çok sebze ve salata ile severim. Ama patlıcana hangi peynir derseniz, hiç tereddütsüz KEÇİ derim. Bu tarifi farklı sunumlarla çok yaptım. Büyük porsiyon olarak fırın kabında, veya tek tek kürdanda. Her türlüsü süper oldu, her türlüsü beğenildi.

tekpatlıcanBüyük porsiyon olarak yaptığımı o kadar hızla servis yapıp yedik ki, onun maalesef bir fotosu (bile) yok. İlk yaptığımda paylaşacağım, SÖZ!

 

 

 

 

 

 

 

 

Devamı için tık / Press to read more

Fırında ricotta veya LOR, üzerine vişne sosu

Image

soğuk ricottaBir ay kadar önce alıp dolaba attığım Ricotta bozuldu endişesiyle döndüm tatilden. Haftalar önce net’te gördüğüm “Baked Ricotta” tarifini denemek için hala fırsatım var mı acaba diye korkuyordum. Neyse ki varmış. İçindeki koruyucu maddeler mi yoksa pastörüze olması, yoksa iyice kuru olması mı artık bilmiyorum, ama sonuç olarak taptaze duruyordu buzdolabında. Şimdi diyeceksiniz ki, “O kadar para veriverdiysen, olacağı budur. Evde yapıve’ Ricotta’nı”. (malum Ege tatili dönüşü, şive biraz kayıve’di idare ediverin gare) Canım, biliyorum, ama deniyorum.

soğuk ricotta

Devamı için tık / Press to read more

Hem buzlu hem sütlü

Image

sutlukahve

Rahmetli babannemin Türk kahvesi ritüeli vardı. 11:00 oldu mu, kendi özel az kavrulmuş Türk kahvesinden yapar, bahçeye veya saksıda bile olsa bir çiçeğe karşı keyifle içerdi. “Ohohossss!” Tabii evdeki bıcırıklar rahat vermez, oyun isterdi. O da kolayını bulmuş, bizleri bu keyfine ortak etmek için belki de, bize de sütlü kahve yapardı.

 

Devamı için tık / Press to read more

Granola bar, beslenme saati… (32 adet, 106 kalori)

Image

Granola bar

“Okul zili çalıyor” gibi klişe bir başlık atmak istemedim. Hem zaten, içeriğe baktığınız zaman, ciddi bir “beslenme” söz konusu. Hem sağlıklı, hem kalorili, hem bol lifli.

E güzel granola barbir kahvaltı için daha ne olsun?

 

 

Devamı için tık / Press to read more

Nigella’nın tavuğu

Image

Sucuklu Tavuk

Nigella Lawson’un programlarını seyrediyorsanız, nasıl bir tutkuyla yemek yaptığını bilirsiniz. Malzemeleri bol bol, dolu dolu kullanır. Acımadan kremalar, kaşık kaşık şeker, kutu kutu çikolata koyar yemeklerine. Sonra da afiyetle yer, yedirir. Ama en komiği, gece yarısı yataktan kalkıp buzdolabının ışığında gizlice kalanları götürmesidir. Bulaşıcı bir iştahı vardır.

Bu yemeği de bir akşam vakti, seyreden bir arkadaşım anlattı. Öyle bir anlattı ki, ispanyol sucuğu chorizo kullanarak yapıyordu, o sucuğun acılı baharlı kokusu odaya dolmuştu sanki. Ağzımız sulandı, özendik, bir akşam yemeğine arkadaşımla beraber denedik.

 

 

Devamı için tık / Press to read more

Limonlu yabanmersinli madeleine 30 adet 62 kalori

Image

 

 

Photo 8.09.2014 17 14 03

 

 

Bu minik kek’çikleri çok severim. Türkiye’de pek bilinmeseler de, kıtır kabuğu, ama yumuşacık göbeği, ve ılık ılık servis edilmesi ile benim kalbimi kazandılar. Fransız mutfağının, nazik, dengeli, sofistike çaylıklarından birisidir hazretler. Bizde mekiklerin yerini alamasa da, en yakın akrabasıdır diyebiliriz.

Orijinali sadece limonlu olsa da, ben bu sefer yaban mersinli yaptım. Umarım seveceksiniz.

 

 

 

Devamı için tık / Press to read more

İstanbul’un simidini özleyenlere

Image

 

IMG_3114

Yurtdışında okuyanlar, çalışanlar, mecburen Türkiye dışında yaşayanlar. Aile ve arkadaşlarından sonra en çok yemekleri özlemezler mi? Hele yurtdışındaysanız, liste uzar gider. Ama artık, hiç olmazsa bunlardan biri için özlem bitebilir.  İzmir’in gevreği değil, ama İstanbul’un simidi Dr.Oetker sayesinde artık soframızda.

Yılların markası Dr.Oetker, Sokak simidi ve Kumru yapmış. OLEY!  Daha önce evde yaş maya ile denemiş, (hem de defalarca) ama hep hüsrana uğramıştım. Şimdi artık, aç paketi, yap simidi. At derin dondurucuya, sabah çıkar, pişir.

Normalde, bu tarz hazır karışımlara pek sıcak bakmam. İçinde hangi ilave kimyasallar var, ne derece sağlıklı gibi takılırım. Ama simidi görünce dayanamadım. İçindekileri okuyunca da, koruyucu veya renklendirici olmadığını görünce tamam dedim, budur!

 

 

Devamı için tık / Press to read more

Bruscetta, ya da domatesli kanepeler

Image

Bruscetta sevmeyen yoktur değil mi? Domates, sarmısak, fesleğen bunlar bir araya geldiğinde hayır diyebilecek kimse tanımıyorum. Biraz oynadım, evrdim, çevirdim, ekledim, çıkar(ma)dım. İşte benim sunumum.

Bruscetta, keçi peyniri, domates, fesleğen

Bruscetta, keçi peyniri, domates, fesleğen

 

Bruscetta, sonuçta, kızarmış ekmekle yapılan bir kanepe. Yemesi biraz dağınık, öyle fransız kanepeleri gibi derli toplu, milimetrik planlanmış değil. Daha basit, daha rahat, daha samimi. Yani benim için en azından bruscetta demek, arkadaş demek, kalabalık demek, samimi demek, kasmadan demek, lezzet demek.

Bu bruscetta’larda da benzeri oldu. Domatesi istediğiniz kadar minik kesin, üzerindeki malzemeyi istediğiniz kadar derli toplu yerleştirin, yerken dökülmezse olmamış demektir.

 

 

Devamı için tık / Press to read more

Küp küp peynirler, çok üşümüşler, sarınmışlar…

Image

Misafir gelecek! İçki yanına birşeyler lazım. Çabuk hazırlanacak, çok da pahallı değil. Peynir tabağını dolduracak kadar çok peynir yok. E o zaman eldeki “az” peyniri değerlendirmek lazım.

Buyurun başlayalım.

Salatalığa sarılmış peynirler. Mihaliç, tulum olabilir.

Salatalığa sarılmış peynirler. Mihaliç, tulum olabilir.

Sert, tuzlu peynir ile muhteşem oluyor. Artık rakılık beyaz peynir ile mi yaparsınız (Doğruluk bu konuda başarılı), yoksa Mihaliç Tulum ile mi (Altınkılıç favorim), tuzu azaltılmış bir hellim mi, taze kaşar veya kaşkaval mı, ya da ithal bir sert peynir (Gouda?) orası size kalmış. Neden hepsi beraber olmasın?

Peynirlerimizi küp küp kesiyoruz. Lokmalık olacak, hepsi sarılacak, o yüzden boyları önemli bir konu. 1-1,5 cm lik küpler olur. Daha küçüğü eziyetli, daha büyüğü yerken ve sararken konforsuz.

Salatalıklarımızı seçerken, uzun, düzgün olanlardan seçmek daha doğru oluyor. Salatalık yerine kabak ile de denedim, o da başarılı oluyor. Bunları güzelce yıkayıp, kabak soyacağı ile SOYMADAN incecik dilimliyoruz. Çok çekirdekli kısımlarını kullanmamak lazım.

Sonrası kolay. Resim zaten kendini gösteriyor. Üzerini doğranmış dereotuna bulayabilirsiniz, veya peyniri öncesinde kırmızı toz bibere bulayabilirsiniz. Size kalmış.

Hazırladıktan sonra, buzdolabında saklayabilirsiniz, salatalıkların kurumaması için, streç film ile kaplamakta yarar var tabii. Misafir için çok güzel bir sunumu var.

Afiyet olsun!

 

Salatalığa sarılmış peynirler. Mihaliç, tulum olabilir.

 

Limonlu Krema

Image

IMG_1136Dolu dolu, güzel bir yemekten sonra, ağır bir tatlı olmuyor bazen. Daha hafif, daha küçük bir porsiyon gerekiyor. Şerbetli, çikolatalı, hamur işi bir tatlı yerine bu güzel bir alternatif olabilir. Ne tatlı, ne ekşi, hem tatlı hem ekşi. Limonlu krema.

Yapımı son derece basit, bir o kadar da lezzetli, hızlı ve pratik bir tatlı. Evdeki minik bardaklar içinde güzel ve şık bir sunum. Daha ne olsun.

Adetimdir, bir tarifi ilk denediğimde tarife sadık kalır, hiç bir değişiklik yapmam. Çıkan sonuca göre, daha sonraki denemelerimde (bu demektir ki repertuara girmeye hak kazandıysa) mutlaka bir iki küçük değişiklik yaparım.  Bu tarifte de aynısı oldu: Parantez içinde italik yazdıklarım, benim eklediklerim, diğerleri tarifin orijinali. Hangisini isterseniz, onu deneyebilirsiniz.

Devamı için tık / Press to read more

Bu focaccia’nın kokusunu da “yükleyebilsem” keşke!

Image

 

Focaccio biberiye ve sarmısaklı

Yazın, mangal yanında, misafir çağırınca, başka bir sebeple (bize sebep mi lazım?) focaccia en sevdiğim “yanlık”lardandır. Yanında bulabilirseniz pembe domates veya etlisinden Çanakkale domatesi ile, belki beyaz peynir veya burrata ile, yumuşak mozarella ile enfes oluyor. Peynir yoksa da, ekmek niyetine, çoban salatanın suyuna şamandıralayarak. Artık size kalmış.
Net üzerinde bir dolu tarif okuduktan sonra, kendi ölçülerimi yarattım. İşte aşağıda malzemeler, 2 saate yakın zaman aldığı için erken başlamakta, zamanınızı iyi ayarlamakta yarar var.

 

IMG_3029

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Devamı için tık / Press to read more

Karamelize soğanlı bonfileye yeni yorum

Image

 

karamelize soğanlı bonfile

Karamelize soğanlı bonfileyi ailecek çok severiz. Basit, veya daha ağır (şık anlamında) iki ayrı sunumu vardır. Basit tarifinde, soğan, bonfile, karabiber ve maydanoz vardır, daha şık olanında, buna ilave olarak konyak ve krema.

Geçen akşam, oğluş isteyince yine (basit olanından) yaptık. Bu defa kendi tecrübelerine göre bir iki ilave istedi, kırmadım, açıkçası sonuç güzel oldu. Gurur duydum, hoşuma gitti, paylaşmak istedim.

Tarif son derece basit. Evet kokulu -maalesef, işin içinde soğan olunca- ama çok çok lezzetli. İşte püf noktalarıyla tarifi.

 

Sirlion steak with caramelised onions

Devamı için tık / Press to read more

Peynirli kabuklar mis gibi kızarmışlar

Image

 

fırında makarna

Bu fırında makarnayı italyanca bir dergide görmüştüm. Milano’da kaldığımız bir otelin lobisinde karıştırıyordum dergiyi. Fotoyu görünce fırlayıp resepsiyonda fotokopisini çektirmiştim. Evde hala artık iyice silikleşen fotokopi duruyor. Tarifi sonunda tercüme ettirmedim, ama olsa olsa’larla öyle bir yemek çıktı ki ortaya, paylaşmamak olmazdı.

İtalyanca bilmem, tarifteki malzemeleri İstanbul’da bulup bulamayacağım belli değil, (o zamanlar ithal makarnalar bile yoktu gerisini siz düşünün) ama serde maceracılık var ya, elbet bir gün denerim, olmadı eldeki malzeme ile yaparım demiştim.

Zaten ilk denemeyi de bildiğimiz yüksük makarna ile yapmıştım. Sonuç çok başarılı değildi, malum bizim klasik makarnalar daha inceydi, istediğim kadar dolduramamıştım, yer yer çatlamıştı. Ama artık sevgili ülkemde her türlü ithal mazleme var, her tarifi denemek mümkün. Bu gözle bakınca, globalleşmeyi seviyorum, o kadar da kötü gelmiyor.

Neyse biz işimize dönelim…

???????????????????????????????

Devamı için tık / Press to read more

Kavanozda balık

Image

 

IMG_0315Bu yemeği ilk defa, çok sevdiğim La Maison’da yemiştim. La Maison’u duydunuz mu bilmiyorum. Beşiktaş Çırağan’da bileğinin hakkı, elinin lezzetiyle klasikleşmiş bir fransız lokantası. İstanbul’da bu kadar uzun yıldır kalite ve çizgisinden ödün vermeden devam eden ender lokantalardan biri. Manzarası ve ortamı itibarı ile çok romantik, menüsü ile tam bir fransız. Hiç bir yerde bulamayacağınız sarmısaklı salyangoz, kurbağa bacağı gibi son derece “a la France” lezzetler burada var. Hem de uzun yıllardır.  (Alafranga kelimesinin kökeni de böylece ortaya çıktı. Galata ve Beyoğlu’nda yaşayan levantenlerin dilince Ala Franca)

Bu yemek, o kadar basit ve o kadar havalı görünüyordu ki, evde denemezsem olmaz dedim. Kavanozlardan evde zaten vardı, dörtledim, malzemeyi de toparladığım ilk fırsatta hemen denedim.

Devamı için tık / Press to read more

Tencere böreği, veya “Yalancı Sufle” 498 kalori / 6 porsiyon

Image

Annem bu “böreği” yaptığı zaman, (70’lerde) alüminyum tencere içinde, fırında yapardı. Sonra sofrada tencereye yapışan kısımları kazımak, en çıtır dibini yemek için yarışırdık. Tabii, annecim de alüminyum tencereyi temizlemekle boğuşurdu. Sonra zaman geçti, mutfağımıza pyrexler girdi, sunuşu değişti, adı değişti ama tadı değişmedi.

IMG_0227Benim bizzat yemeğe ilk davet ettiğim arkadaşlarıma ilk pişirdiğim yemek bu olmuştu. Daha üniversite öğrencisiyken yapmıştım. Acemilik işte, sofraya getirir getirmez kestiğim için tabaklarımızda sulu sulu yemek zorunda kalmıştık. Tadı nefisti, ama görüntüsü biraz dağınık olmuştu. Siz siz olun, sofraya getirdiğiniz zaman, övgüleri kabul ederken önce üzerine kocaman bir artı çizin. Bırakın bütün buharı uçup gitsin. Ancak ondan sonra tabaklara servis yapın.

Tabii, bu tarifi küçük kaplara yapıp, herkesin böreğini ayrı vermeyi de düşünebilirsiniz. O zaman 6 fırın kabına ihtiyacınız olacak demektir. Ya da bir tane 24cm’lik pyrex’e. Borcam da olur canım, bu ağız alışkanlığı.

Devamı için tık / Press to read more

Semizotu salatası. Bu sıcakta ancak bu salata yenir !

Image

Bu sıcakta, mutfağa girmek değilse bile, ocağı veya fırını yakmak delilikmiş gibi geliyor. İstanbul cayır cayır yanarken, nem değil, buhar solurken, bir de sıcak birşeyler hazırlamak, olmuyor olamıyor.

O durumda soğuk, hızlı ama doyurucu ve besleyici alternatiflere yönelmek en güzeli değil mi? Keşan’lı bir arkadaşımın “Çingenelerin topladığı için yemediği ve çingene otu” dediği semizotu, en besleyici salata malzemelerinden biri. Yararlarını merak ediyorsanız, (internette dolaşan onca yazı ile hepimiz Semizot’çu olduk) google’layabilirsiniz. Ben yemeye geçiyorum 😀

Semizotu salatası

Semizotu salatası

Öncelikle, semizotunu hala kilo ile satıp, altını 3-4 kat gazete kağıdına saran, topraklı köklerini bir güzel sulayarak eve semizotu yerine çamur “satan” sevgili akıllı manavları anarak başlamak istiyorum. Pazarda hep alışveriş yaptığım amca bu kökleri güzelce keser, öyle paketler bana. Ellerinden öpüyorum. 🙂

Devamı için tık / Press to read more